Mutsuz bir evlilik mi yalnız bekârlık mı? | |
|Bekâr kızların "neden evlenemedim?" serzenişi zamanla önemli bir üzüntü kaynağına dönüşür: "Sınıf arkadaşlarımın çoğu, kuzenim, |
|komşumuzun kızı vb. evlendi, benim beyaz atlı prensim niye oyalanıyor? |
|Üstelik yeni evlenen şu akrabamızın kızından daha güzelim. O zaman benim eksiğim ne?" |
|Canhıraş dualarla ümitsizlik arasında salınım başlar. |
|Hem "Hâlâ birini bulamadın mı?" şeklindeki sosyal baskı hem de fıtri bir ihtiyacın yerine gelmemesiyle, bekâr kalmak önce bir eksiklik |
|sonra da mahrumiyet duygusunu doğurur. Şeytanın da yardımıyla mahrum kalınan şey sanki olmazsa olmazdır. Evlenmek fikrini içinden atarak|
|takıntıdan kurtulmaya çabalar bazıları. Söküp atmaya çalışmak kördüğüm olmuş takıntıya bir ilmik daha atmaktır hâlbuki. |
|Bekâr kalmayı önce bir takıntıya sonra da olmazsa olmaza dönüştürmeye değer mi? |
|Said Nursi'nin Emirdağ hayatının 1948-53 yılları aralığında yazdığı mektuplardan biri bekâr hanımlarla ilgili ciddi endişeler içermekte.|
|Nursi, bu zamanın eski zamanlara benzemediğini, yarım asırdır (şimdi bir asır oldu) İslam terbiyesinin yerine dünyevi bir terbiyenin |
|sosyal hayata hâkim olduğunu, erkeklerin ebedi bir hayat arkadaşı ve bunun bir neticesi olarak da dünya hayatında bir saadet elde etmek |
|için evlenme yerine "o bîçare zaîfeyi daimî tahakküm altında, yalnız dünyevî gençliğinde sever" şeklinde günümüzde oldukça yaygın bir |
|durumun haberini verir. Günümüz evliliklerinin birçoğunda hâkim olan anlayışın ta o yıllarda bir analizini sunar: "Ona verdiği rahatın |
|bazan on misli onu zahmetlere sokar. Eğer şer'an küfüvv tabir edilen birbirine denk olmazsa, hukuk-u şer'iye nazara alınmadığından |
|hayatı daima azab içinde geçer." Son cümlenin kalın kalın altını çizmeli. |
|Mektup kadınları izdivaca sevk eden sebeplerin analiziyle sürer. Birinci sebep cinselliktir. "...kadın, on dakikalık o zevk için on ay |
|çocuğu kendi vücudunda zahmetini çekmekle on sene çocuğun hayatına yardım ile meşakkat çeker. Demek o on dakikalık fıtrî meyl, bu uzun |
|meşakkatlara sevk ettiği için ehemmiyeti kalmaz. His ve nefis, onunla onu izdivaca tahrik etmemeli," diyerek cinselliğin evliliğin temel|
|sebebi haline getirilmemesini ister. |
|İkinci evlilik sebebi kadının "maişet noktasında bir yardımcıya muhtaç" oluşudur. Ancak narsisizm çağında kişiliklerin deforme olması ve|
|kimyasının bozulmasıyla "terbiye-i İslâmiye dersi almayan, serseriliğe, tahakküme alışanlar..." diyerek, erkekler hakkında, erkeklerin |
|kendileri üzerinde uzun uzun düşünmesini gerektiren bir tespit yapar. Güç ve kuvvet peşinde koşan erkeklerin evliliklerde parayı bir |
|tahakküm aracı olarak kullanması hiç de az değildir. Bekâr hanım talebelerine şunu önerir Nursi: "O küçük bir iaşesi hatırı için |
|tahakkümler altına girip riyakârane kocasının rızasını tahsil etmek yolunda hayat-ı dünyeviye ve uhreviyesinin medarı olan ubudiyeti ve |
|ahlâkını bozmak bedeline, köy kadınları gibi kendi nafakasını kendi çalışması ile kazanmak, on defa daha kolaydır." Analizin bu kısmı "O|
|rızık hatırı için namazsız ve ahlâkını kaybetmiş bir zevc aramak, riyakârane çalışıp tahakkümü altına girmek; elbette Nur talebesinin |
|kârı değil." cümlesiyle sona erer. Burada tek başına namaz da kâfi değildir, hem namaz kılan hem ahlaklı bir zevc önerir Nursi. |
|Üçüncü evlenme sebebi çocuk sahibi olmaktır ve kanaatimce günümüzde kadınların evlenme isteklerinin başında yer alır. Bu talebi fıtri |
|görmekle beraber uyarısını da yapar Zamanın Bedii: "Şimdi terbiye-i İslâmiye yerine giren terbiye-i medeniye ile on taneden bir-iki |
|hakikî evlâd, kendi vâlidesinin şefkatine mukabil fedakârane hizmet ve dindarane dualarıyla ve hasenatlarıyla vâlidesinin defter-i |
|a'maline haseneler yazdırmak ve âhirette de sâlih ise vâlidesine şefaat etmek ihtimaline mukabil, ondan sekizi o haleti |
|göstermediğinden; bu fıtrî meyl ve nefsanî şevk ile o bîçare zaîfeler böyle ağır bir hayata kat'î mecbur olmadan girmemek gerektir." |
|Nursi, "Tam muvafık ve dindar ve ahlâklı bir zevc bulmadan kendini açık-saçıklıkla satmasınlar," sözüyle uygun olmayan kişililerle |
|yapılacak evliliklerde özellikle kadınların yaşayacağı üzüntülerin farkındadır ve bekâr hanımlar için hem dünyaları hem de ahiretleri |
|açısından oldukça endişelidir. Buradaki "açık-saçıklıkla satmasınlar" ifadesi, evlenecek bir erkek bulma uğruna yaşam ilkelerinden taviz|
|vermemek, O'nun emirlerinden vazgeçmemek olsa gerektir. Taviz verilerek kurulmuş evliliklerde kadınlar bu tavizin kendi bedenlerinde ve |
|kişiliklerinde onarılması güç sonuçlarıyla bir evliliği sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. |
|Peki, beyaz atlı prens ortalıkta görünmüyorsa?: "Nur'un bir kısım fedakâr şakirdleri gibi mücerred kalıp tâ ona lâyık ve ebedî bir |
|arkadaş olacak ve terbiye-i İslâmiye'yi almış vicdanlı bir müşteri ona çıksın. Ve saadet-i ebediyesi, muvakkat bir keyf-i dünyevî için |
|bozulmasın ve medeniyetin seyyiatı içinde boğulmasın." |
|Nursi, burada hayırlı bir eşin özelliklerini de sıralamış olur: 1-Ebedi hayat arkadaşı olma niyeti taşımalı 2-İslam terbiyesi almış |
|olmalı. 3-Vicdanlı olmalı. Sonuncusu kişilik özelliği olarak dikkate alınması gerekli kıymetli bir ölçüttür. |
|Tam muvafık olmayan biriyle kurulan kötü bir evlilik yalnızlıktan çok daha zordur. Ve kötü bir evlilik yalnızlığı gidermediği gibi |
|üstüne üstlük bir de kişileri üzüntüye, mutsuzluğa boğar. |
|Nursi'nin tespitleri sanki şu tercihe gelir dayanır: Yalnızlık mı yoksa hem yalnızlık hem yoğun bir üzüntü ve keder mi? |
|Bu dünya, evlilerin de bekârların da öldüğü bir dünyadır. |
|Evliler bu dünyada sonsuza dek evli kalmadığı gibi bekârlar da öte dünyada sonsuza kadar yalnız kalacak değillerdir. |
|Zamanın Bedii'nin şu cümlesi de hayatta hepimizin farklı farklı mahrumiyetleri için derin bir teselliyi içerip aklımızı başımıza getirir|
|niteliktedir: |
|"Aklı başında olan insan ne dünya umurunda kazandığına mesrur olur ne de kaybettiğine mahzun olur." |