SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
VE
BESLENME TEDAVİSİ
[pic]
HAZIRLAYAN
HANİFE ÇAKIR
Kasım-2012
AFYONKARAHİSAR
SUNUŞ
Sindirim sistemi, katı ve sıvı besinlerin ağızdan alınmasından itibaren sindirim kanalında ilerlemesi esnasında su, vitamin ve mineraller ile birlikte protein, karbonhidrat ve yağların emilerek kan dolaşımına geçebileceği küçük yapı taşlarına parçalandığı önemli sistemlerimizden biridir. En önemli savunma mekanizmamız sindirim sistemimizdir. Sağlığımızın korunması için tükettiğimiz besinlerin de sağlıklı bir şekilde sindirilip emilmesi gerekmektedir. Dengeli olmayan bir beslenme üzerine eklenmiş enfeksiyon ajanları ve stres faktörünün yol açtığı sindirim sistemi hastalıkları ile artan sıklıkta karşılaşmaktayız.
Ağızdan anüse kadar sindirim sisteminde görülebilen pek çok hastalığın türüne, görüldüğü bölgeye ve bireysel faktörlere bağlı olarak uygulanacak beslenme tedavi ilkelerinde de değişiklikler yapılabilir. Tüm sindirim sistemi hastalıklarında, hastalığa özgü beslenme tedavisi mevcuttur. Sindirim sistemi hastalılarında beslenme tedavisi ile bireylerin sıkıntıları büyük ölçüde rahatlamakta ve hastalıkları tedavi edilebilmektedir.
Beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan öğeleri alıp vücudunda kullanmasıdır. Besin yenebilen her türlü bitki ve hayvan dokularıdır. Besinler su, organik ve inorganik öğelerden oluşmuştur. Bu öğelere ‘besin öğeleri’ denir. Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanması durumu ‘yeterli ve dengeli beslenme’ deyimi ile açıklanır. Beslenme tedavisinde temel amaç; akut veya kronik seyredebilen hastalık süresince hastanın komplikasyonlardan korunması için en uygun beslenme programını hazırlamak ve bu süre içinde yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayabilmektir. Bu amaçla, bazı besinler diyetten tamamen uzaklaştırılabileceği gibi, tüketilecek bazı besinlerin de miktarında, kıvamında ve pişirme yöntemlerinde değişiklikler yapılabilmektedir.
[pic]
Ülkemizde en sık rastlanan sindirim sistemi rahatsızlılarından bazıları gastroözafagial reflü, gastrit, ülser, ishal, kabızlık ve irritabl bağırsak sendromudur.
Bu çalışmada emeği geçen Yrd. Doç. Dr. Pakize ÖZYÜREK ve Öğrt. Grv. Esen KARACA’ya teşekkürlerimi sunarım.
Hanife ÇAKIR
Teşekkürler
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI VE BESLENME TEDAVİSİ
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ 2
Sindirim Sistemi 5
Ağız Hastalıkları ve Beslenme Tedavisi 6 Diş Çürüğü 6 Diş eti sorunları 7 Anemi 7 Tükrük bezinde iltihap 7 Tükrük bezinde taşlar 7 Ağızda Yara, Geçirilmiş Ameliyat 7 Ağız, Larenx, Farenx kanserleri 7 Ağızda Chorn’s Hastalığı 7
Özefagus Hastalıkları ve Beslenme Tedavisi 8 Özefagus Akalazyası 8 Reflü Özefajit 9 Hiatal Hernia (Fıtık) 10 Özefagus kanseri ve diyet 11
Mide Hastalıkları ve Beslenme Tedavisi 11 Dispepsi – Hazımsızlık 13 Gastrit 13 Ülser 15 Dumping Sendromu 18 Afferent (blind) loop sendromu ve beslenme tedavisi 18
Bağırsak Hastalıkları ve Ortak Görülen Problemler 18 Konstipasyon (Kabızlık) 19 Diyare (İshal) 20
Malabsorpsiyon (Emilim Bozukluğu) Sendromları 21 Laktoz İntöleransı 22 Sorbitol İntöleransı 23 Fruktoz İntöleransı 23
Kolon (Kalın Bağırsak) Hastalıkları 23 Ülseratif Kolit 23 Crohn Hastalığı (Rejiyonel Enterit) 24 İrritable Bağırsak (Spastik Kolon) Sendromu 25 Divertiküler Kolon Hastalığı 27 Kısa Bağırsak Sendromu 27
Karaciğer hastalıkları 28 Hepatit ve diyet 28 Siroz ve diyet 28 Karaciğer yağlanası 29 Hepatik koma ve diyet 29 Pankreatit ve diyet 30 KAYNAKLAR 31
SİNDİRİM SİSTEMİ Sindirim sistemi; alınan besinlerin sindirim kanalı boyunca ilerlemesini, sindirim salgıları ile büyük moleküllerin daha küçük yapı taşlarına parçalanmasını, bu yapı taşlarının, su ve elektrolitlerin emilerek kan dolaşımına geçişini sağlar.
[pic] Şekil 1: Sindirim Sistemi
[pic]
Şekil 2: Sindirim Sistemine Yardımcı Organlar
Sindirime Yardımcı Organlar
Karaciğer: Safra adı verilen bir salgı üretir. Safra salgısı bir kanal yoluyla, yağların kimyasal sindirimini gerçekleştirmek üzere ince bağırsağa gönderilir.
Karaciğerin Görevleri:
Karaciğerin 400 ‘e yakın görevi vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
1- Yağların sindirimini hızlandıran ve rektumda zararlı bakterilerin üremesini engelleyen safra sıvısı üretmek.
2- A, D, E, K, B12 vitaminlerini depolamak, A vitamini üretmek.
3- Enerji kaynağımız olan glikozu, karaciğerde glikojen şeklinde depolayıp, insülin hormonu denetiminde kana vermek.
4- Bazı zararlı maddeleri zararsız hale getirmek.
5- Kanın pıhtılaşmasında görev alan proteinleri üretmek.
6- Protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmasını düzenlemek. Proteinlerin karbonhidrat ve yağa dönüşmesini sağlamak.
7- Lenf yapımında görevlidir.
8- Proteinlerin parçalanması sonucu açığa çıkan amonyağı, daha az zehirli olan üre haline dönüştürmek.
9- Yaşlı alyuvarların parçalanması ile açığa çıkan demiri depolamak. Ve alyuvar hücresi üretmek.
Pankreas: Pankreas öz suyunu salgılar. Pankreas öz suyu proteinlerin, karbonhidratların ve yağların kimyasal sindirimini gerçekleştiren enzimler içerir.
Midenin sol alt kısmında yer alır. Uzunca bir yaprağı andırır. Ortasında boydan boya uzanan bir kanal vardır. Pankreas hem hormon, hem de enzim salgılayan karma bir bezdir.
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI VE BESLENME TEDAVİSİ
AĞIZ HASTALIKLARI VE BESLENME TEDAVİSİ
[pic]
Diş Çürüğü: Yemek yerken ağrı ve diş kaybına bağlı çiğneme güçlüğü vardır. Tedavi de ağız temizliği ve düzenli diş kontrolü önemlidir. Ayrıca floride içeren diş macunu kullanmak önemlidir. Beslenme Tedavisi: ❖ Basit karbonhidrat tüketimi, şeker ve şekerli besin tüketimi azaltılmalı ❖ Ara öğünlerde karbonhidratlı besin tüketimi azaltılmalı.
Diş Eti Sorunları: Ağrı diş kaybı ve kanama vardır. Ağız temizliği ve antibiyotik kullanımı önemlidir. Beslenme Tedavisi: ❖ Rafine besinler ve şeker tüketimi azaltılmalı ❖ Sulu besinler tercih edilmeli.
Anemi( Fe, B12): Kırmızı, enfekte dil ve buna bağlı boğaz ağrısı vardır. Tedavi de Fe, B12 alınmalı. Beslenme Tedavisi: ❖ Az posalı ve sulu besinler tercih edilir. ❖ Fe ve B12’den zengin besinlerin tüketimi arttırılmalı.
Tükrük Bezinde İltihap: Yemek yerken ağrı vardır. Tedavide antibiyotik kullanılmalıdır. Beslenme Tedavisi: ❖ Az posalı ve sulu besinler tercih edilir. ❖ Yeterli ve dengeli beslenme esastır.
Tükrük Bezinde Taşlar: Ağrı vardır. Cerrahi tedavi gereklidir. Beslenme Tedavisi: ❖ Az posalı ve sulu besinler tercih edilir. ❖ Yeterli ve dengeli beslenme esastır.
Ağızda Yara, Geçirilmiş Ameliyat: Yemek yiyememe olabilir. İlaç ve diyet tedavisi yapılır. Beslenme Tedavisi: ❖ Az posalı ve sulu besinler tercih edilir. ❖ Yeterli ve dengeli beslenme esastır.
Ağız, Larenx, Farenx kanserleri: Ağrı ve iştahsızlık görülür. Tedavisinde ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi yapılır. Beslenme Tedavisi: ❖ Ameliyat önce ve sonrasında enteral beslenme sıvıları verilir. ❖ Az posalı, yumuşak ve sulu gıdalar verilir. ❖ Enerji ve proteini yüksek diyet verilir.
Ağızda Chorn’s Hastalığı: Ağrı vardır. Steroid tedavi uygulanır. Beslenme Tedavisi: ❖ Sulu ve yumuşak besinler tercih edilir. ❖ Enerji ve proteini yüksek, posasız diyet verilir.
Ağız Hastalıklarını Önlemek İçin Yapılması Gerekenler; 1. Yeterli ve dengeli hidrasyon sağlanmalı. 2. Doğru ve düzenli ağız hijyeni sağlanmalı. 3. Günde 2 kez dişlerin yumuşak fırça ile fırçalanmalı. 4. Fırça ile diş ve diş etleri arasında 45 derecelik bir açı ile dişlerin fırçalanmalı. 5. Plak oluşumunu önleyici losyonlar kullanılmalı. 6. Alkol ve sigaradan sakınılmalı. 7. Düzenli olarak 6ayda bir genel ağız diş kontrolü yapılmalı. 8. Ağız içinde 2 haftayı geçen lezyonlar oluşmuşsa doktora gidilmeli.
YEMEK BORUSU (ÖZEFAGUS) HASTALIKLARI VE BESLENME TEDAVİSİ
[pic]
Özefagus (yemek borusu) ağızda çiğnenen ve tükürükle karıştırılan gıdaların mideye iletilmesini sağlayan, kendi kas tabakası bulunan tüp şeklinde bir yapıdır. Normalde yutmayla oluşan kasılma dalgası, lokmayı özefagustan mideye doğru ilerletir. Aynı zamanda yine yutmayla alt sfinkterde gevşeme olur ve lokma mideye geçer.
Alt sfinkter dinlenme halinde devamlı kasılı haldedir. Bu mekanizmanın normalde de gevşemesi reflüye yol açarken, yutma esnasında gevşeyememesi nedeniyle oluşan tabloya akalazya adı verilir. Yani akalazya, yemek borusunun motilite bozukluğu olarak tanımlanabilir.
AKALAZYA ve BESLENME TEDAVİSİ
Özafagusun düz kaslarındaki sinir ağının düzgün çalışmaması nedeni ile peristaltik hareketlerin kaybolması sonucu yiyecekler mideye inemez. Özefagusta toplanır.
[pic]
Hastalık genellikle 25–60 yaşları arasında ve kadın, erkek eşit oranda görülür. Hastaların %5’inde Özefagus kanseri gelişebilir. Aspirasyon pnömonisi ve akciğer apsesine neden olabilir. Akalazya’da görülebilecek genel sağlık sorunları şu şekilde özetlenebilir; • Daha çok sıvı ve gazlı içecekleri yutma güçlüğü • Yutma Güçlüğü (Odinofaji) • Yenilen yemeğin istemsiz ağza geri gelmesi (Regürjitasyon) • Dilatasyon (Özafagial) • Ağrı (sırta, boyuna ve kollara yayılan) • Malnütrisyon (Uzun dönemde) Akalazya da Beslenme Tedavisi; ❖ Cerrahi ve ilaç tedavisinin yanı sıra diyet tedavisi de uygulanır. ❖ Yavaş yemek ve sıvı almak önerilir. ❖ Posası az, yumuşak besinler verilir. ❖ Öğün sayısı 6-8’e çıkarılır. ❖ Besinler iyi çiğnenmelidir. ❖ Her lokma sonrası bir miktar su alınmalıdır. ❖ Hastaya sıkıntı (gazlı içecekler) veren besinler diyetten çıkarılır. ❖ Kızartma, koyu çay, kahve, alkol, mideyi rahatsız eden baharat türleri, sirke ve hardaldan kaçınılmalıdır. ❖ Çok sıcak ve çok soğuk yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir. ❖ Hastalar yeterli beslenemedikleri için bazı hastalarda beslenme yetersizliği görülebilir. O zaman enteral solüsyonlarla destek beslenme uygulanır.
REFLÜ ÖZEFAJİT (PEPTİK ÖZEFAJİTİS)
Reflü, mide içeriğinin yemek borusu içine kaçması sonucunda özefagus mukozasının tahriş olması ve mukozada önce ödem, daha sonra da ülser ve darlık oluşmasıdır. Özellikle özefagusun alt bölümünde oluşur. Reflü özefajit her 10 kişiden 4’ünde görülür. Normalde birçok kimsede yemek sonrası 10–15 kez reflü görülebilir. Ancak bu bazı durumlarda hastalığa neden olur. En tipik belirtisi yemekten 30–60 dakika sonra oluşan ve uzanıp yatmakla başlayan veya artan yanmadır. Yenilen besinler tekrar ağza gelir. Şişmanlarda ve özellikle gece görülür. Önce hastanın normal ağırlığa dönmesi için diyet verilir.
[pic]
Reflü özefajitin oluşum nedenleri; ❖ Yemek borusunun alt ucundaki kapak fonksiyonlarının bozuk olması ❖ Mide fıtığının olması ❖ Mideden yemek borusuna olan kaçağa karşı olan koruyucu mekanizmaların bozulması ❖ Artmış mide asit salınımı, ❖ Mide boşalmasında gecikme, ❖ Midenin aşırı dolgun ve gergin olması ❖ Kullanılan bazı ilaçlar Komplikasyonları; • Aspirasyon • Gizli, açık kanama, anemi • Özefajit • Barret ülseri • Striktür • Malignite Reflü Özefajitiste Beslenme Tedavisi ve Genel Öneriler • Mideyi çok doldurmamak, azar azar ve sık sık yemeli. • Yatak başını yükseltmeli. • Yatmadan önceki 2–3 saat içinde bir şey yiyip içmemeli • Yağlı ekşi ve baharatlı besinlerden kaçınılmalı. • Sigara ve alkolden kaçınılmalı. • Fazla kilolar verilmeli. • Yemeklerden sonra ve yatmadan önce antiasit alınmalı. • Kızartmalar, kavurmalar, çok sıcak veya çok soğuk besinler yenilmemeli. • Yemek hacmini azaltmak için yemeklerde sıvı alımı azaltılıp, sıvı alımı öğün aralarına kaydırılmalı. • Alt özefajiyal kapak basıncını arttırmak için; proteinden zengin besinler ve yağlı besinler arttırılmalı. • Karın içi basıncı arttıran, sıkı kemer, korse gibi uygulamalardan kaçınılmalı. • Tok karnına egzersiz yapılmamalıdır. HİATAL HERNİA (FITIK) Midenin özefagusun hiatus kısmından göğüs boşluğuna geçmesidir. Fıtık, midenin dolgunluğuna, vücudun pozisyonuna göre aşağı ve yukarı kayabilir. Öksürme, kusma veya abdominal basınç artışı yapan nedenler fıtığa neden olabilir. Hamilelik, şişmanlık da fıtık oluşumunu kolaylaştırabilir. Mide içeriği özefagusa geçtiği için özefajitis görülebilir. [pic]
Hiatal Herniada Beslenme Tedavisi; • Öğünlerde az, ancak sık gıda verilir. • Yumuşak, uyarıcı olmayan besinleri içerir. • Turşu, et suyu, biber (kırmızı-kara) verilmez. • Günde altı öğün süt, tatlı, yoğurt, iyi pişmiş etli sebze yemekleri, sütlü tatlılar, yumurta verilebilir. • Yemekten sonra yatılmamalı • Uyurken yüksekte yatılmalı • Asitli yiyeceklerden kaçınılmalı • Aşırı sıcak besinler tüketilmemeli • Bazı hastalarda zayıflama, şikâyetleri azaltabilir. • Karın üzerinde baskı yapan çamaşır ve kemer kullanılmamalı.
Özefagus Kanseri ve Diyet
Yutma zorluğu şeklinde başlar. Ağrı olur. Hasta yemek yemek istemez. Sürekli zayıflar. Gizli kanama vardır.
Özefagus Kanserinde Beslenme Tedavisi; ❖ Sulu, yumuşak yiyecekler azar azar ve sık verilmelidir. ❖ Hastaya verilecek gıdalar blendırda (elektrikli çarpıcı/karıştırıcı) küçük parçalara ayrılarak verilir.
MİDE HASTALIKLARI VE BESLENME TEDAVİSİ
Mide, sindirimin dışında sekresyon, motilite, intoksisite ve emilim fonksiyonları olan bir organdır. Mide pH’sı 0.9-2.0 arasında değişir.
[pic]
MİDENİN İŞLEVİ
1. Bize birkaç saat için gerekli bütün yiyecekleri birkaç dakikada yememize olanak veren bir depo işlevi görür.
2. Fiziksel ve kimyasal sindirim süreçlerinde önemli bir rol oynar. Midede yiyecekler çalkalanır ve ezilir; ama midede, vücudumuzun diğer bölümlerinde, örneğin derideki kadar duyu siniri bulunmadığından, bu hareketleri biz yalnızca aşırı olduğunda fark ederiz. Mideyi kaplayan mukoza örtüsündeki bezlerin salgıladığı güçlü bir asit ve enzimler yiyeceklerin parçalanarak daha basit kimyasal bileşiklere bölünmesini sağlar. Normalde mide duvarları koruyucu bir sümüksü madde (mukus) tabakasıyla bu asidin saldırısından korunur, ama bu mukus azalır ya da tahrip olursa midede ülser oluşabilir. Yemek borusunda böyle bir koruyucu tabaka yoktur, bu nedenle asitten kolayca zarar görebilir.
3. Yiyecekler midede birkaç saat durabilir ve bu süre içinde asit yiyeceklere bulaşmış bakteri ve mikroorganizmaların çoğunu yok eder. Alkol ve aspirin gibi az sayıda madde dışında, doğrudan mide duvarından emilerek kana karışan pek az madde vardır.
DİSPEPSİ – HAZIMSIZLIK
[pic]
Yemeklerden sonra midede dolgunluk, basınç hissidir. Bulantı, ağrı, karın bölgesinde hassasiyet, gerginlik ve şişkinlik görülebilir. Nedeni kişiye bağlı veya bir hastalığa bağlı olarak değişir. Dispepsinin, hızlı yeme, yetersiz çiğneme, hava yutma ve duygusal strese bağlı olarak da oluştuğu bilinmektedir. Tedavide hedef, ana nedene yönelik olmalıdır.
Dispepsi’de Beslenme Tedavisi;
• Besinler iyi pişirilmeli, baharatlı olmamalıdır.
• Yemekler yavaş yavaş yenilmelidir.
• Yemekler iyi çiğnenmelidir.
• Yemek yerken fazla konuşulmamalıdır.
• Su, yemek aralarında içilmelidir.
GASTRİT
[pic]
Gastrit mide yüzeyinin iltihaplanmasıdır. Nedenleri; ❖ Fazla aspirin ya da aspirinin yapısında yer alan salisilâtları içeren ilaçların kullanılmasıdır. ❖ Aşırı sigara ve alkol tüketimi, röntgen ışınlarıyla fazla temas, ❖ Uzun süreli yetersiz ve dengesiz beslenme, ❖ Besin zehirlenmelerinin sık oluşması, ❖ Hızlı, çok sıcak yeme içme gibi…
Gastritin Başlıca Belirtileri;
Yemeklerden sonra şişkinlik, ağrı, bulantı ve kusmadır. Bu durumlar bireyin besin alımını güçleştirdiğinden ve kanama olasılığını artırdığından zayıflık ve kansızlığa yol açar. Hıçkırık, geğirme ve ağızda ekşimsi tat hissi olabilir. Akut veya kronik olarak görülür.
Akut Gastrit Nedenleri; • Kimyasal ❖ Alkol ❖ Çay, kahve ❖ Salisilâtlar gibi bazı ilaçlar • Bazı Bakteriyel Enfeksiyonlar ❖ Besin zehirlenmeleri • Bazı Viral enfeksiyonlar • Alerji (kabuklu deniz hayvanlarının aşırı tüketimi) ❖ Çok acılı, baharatlı yemek
Akut Gastritin Klinik Bulguları; • Anoreksi • Yanma • Ağrı • Dolgunluk hissi • Bulantı – kusma • İshal • Dehidratasyon
Kronik Gastritin Nedenleri; • Devamlılık gösteren Akut gastrit nedenleri • Yetersiz ve dengesiz beslenme (protein, A, E ve C vitamininin yetersiz alınmaması) • Genetik faktörler • Alkol ve sigara alışkanlığı • Bağışıklık sistemindeki yetersizlikler
Kronik Gastritin Bulguları; • Ağırlık kaybı • Anemi • Kan proteinlerinde azalma • İştahsızlık • Ağrı • Dolgunluk hissi • Bulantı – kusma • İshal
Gastritte Beslenme Tedavisi;
— Yemekler az az, sık sık verilmelidir.
— Gıdalar çok sıcak ve çok soğuk olmamalıdır.
— Yavaş yenilmeli ve iyi çiğnenmelidir.
—Mide salgısını uyarıcı besinler yenilmemelidir. Mide asiditesini kontrol altında tutan, süt gibi gıdalar verilmelidir.
—Yemeklere bütün yiyecekler çiğ konulmalı, kavrulmamalıdır.
—Çorbalara etsuyu konulmamalıdır.
—Turşu, ketçap, hardal, çemen, zeytin, kuruyemişler, limon tuzu, kurutulmuş meyveler ve hazır meyve suları, çay, kahve, nescafe, sucuk, pastırma, kuru baklagiller yenilmemelidir.
— C vitamini alımını desteklemek için her gün taze sebze ve meyve tüketilmelidir.
— İlk günlerde midenin dinlenmesi için damar yolu ile beslenme uygulanabilir. Daha sonra sulu besinler veya enteral solüsyonlar verilir, yavaş yavaş normal besinlere geçilir.
ÜLSER
[pic]
Mide salgısının aşırı şekilde artmasıyla oluşan yaralardır. Yaralar mide veya on iki parmak bağırsağında oluşabilir. Başlıca nedenleri; ❖ Helikobakter pylori enfeksiyonu ❖ Uzun süre yetersiz ve dengesiz beslenme ❖ Fazla ve sık aspirin ve alkol kullanımıyla hücrelerin yıpranması ❖ Sinirsel baskılarla mide salgılarının artmasıdır.
Yaralar yüzünden kişi kan kaybetmeye başlar. Az az kanamada durum fark edilmeyebilir. Mide salgısını uyarıcı aspirin alımı, uzun süre aç kalma ya da sinirsel baskı ile kanama birden hızlanabilir. Kan siyah ve kahve telvesine benzer.
Ülserde alınması gereken önlemler şunlardır;
— Ruhsal dinlenme.
— Alkol kesinlikle yasaklanır.
— Sigara yasaklanır veya çok aza indirilir.
— Asidi tamponlayıcı, ağrıyı azaltıcı ilaçlar kullanılmalıdır.
— Diyet tedavisi uygulanmalıdır.
Diyet tedavisindeki ilkeler:
— Diyette yiyecekler üç öğünde alınmalıdır. Öğün sayısı azaltılır. Çünkü mide dinlendirilir.
—Gece sütü özellikle kaldırılır.
—Diyetteki protein, karbonhidrat ve yağ normal oranlarda olmalıdır.
— Vitaminler ve mineraller yeterli olmalıdır.
— Yemekler yavaş yenilip, iyi çiğnenmelidir.
— Yemekler çok sıcak veya çok soğuk olmamalıdır.
— Diyetin kalorisi, kişinin gereksinimi kadar olmalıdır.
— Koyu çay, kahve, kakao, boza, alkollü içecekler, meşrubatlar, maden suyu ve sodası alınmamalıdır.
— Yağda kızartmalar yenilmemelidir. Suda veya kuru ısıda pişmiş olmalıdır.
— Et suyu ve etsulu çorbalar, işkembe, paça yenilmemelidir.
— Çikolata, çikolatalı pastalar, susam yenilmemelidir.
— Acı, baharat, salamuralar, sirke, ketçap, hardal, sarımsak, çemen, zeytin, limon tuzu, kuru meyveler yenilmemelidir.
—Diyetler düzenlenirken hastanın yemek alışkanlıkları, sosyo-ekonomik durumu dikkate alınır.
—Ağrı ve gaz yapan yiyecekler sorulur ve sakınması belirtilir. Hasta diyeti konusunda bilinçlendirilir.
Ülser diyetleri:
— Sippy diyeti:
Bu diyet kanama, obstrüksiyon ve akut ülserde uygulanır. 2–7 gün uygulanabilir.
Saat başı hastaya bir küçük bardak süt verilir. Aralarda antiasit verilebilir. Son zamanlarda antiasit verilimi kaldırılmıştır.
Bu diyet enerji, vitamin (multivitamin) ve demirden fakirdir.
II No’lu Ülser ✓ Posasız besinler, süt, haşlanmış yumurta, peynir, bal, pekmez, ekmek, haşlanmış patates- kabak- ıspanak vb- kompostolar- sütlü tatlılar – çorbalar – pilav - makarna alınabilir. ✓ 2 saat ara ile beslenilir. ✓ Yaklaşık 2–3 hafta uygulanır. ✓ Çok az et verilebilir. ✓ Yemekler iyi pişirilip, iyi çiğnenmelidir. ✓ Enerji, Fe ve C vit. bakımından yetersizdir. III No’lu Ülser ✓ 5 öğüne geçilir. Kabuğu soyulmuş meyveler eklenir. Tatlı yoğurt, et, mercimek çorbası verilebilir. ✓ Posası az, yumuşak ve uyarıcı olmayan yiyecekler verilir. ✓ Yaklaşık 1–3 ay uygulanır. ✓ 2 Numaralı ülser diyetine ilave olarak yoğurt, kabuğu soyulmuş meyveler, peynir, süzgeçten geçirilmiş kuru baklagiller, mercimek çorbaları, kabuğu soyulmuş domates verilebilir. IV No’lu Ülser ✓ Normale yakın diyettir. Sürekli uygulanması önerilir.
Koyu çay-kahve-alkol, gazoz, baharat, kızarmış yiyeceklerden kaçınılır (hastanın görüşü dikkate alınır, kendine dokunduğunu düşündüğü besinlerden kaçınması önerilir.) ✓ Hasta kendisinin tolere edemediği yiyecekleri saptayıp diyetinden çıkarmalıdır. ✓ Diyetler düzenlenirken hastanın yemek alışkanlıkları, sosyo-ekonomik durumu dikkate alınır. Ağrı ve gaz yapan yiyecekler sorulur. Hasta diyeti konusunda bilinçlendirilir.
Ülser-Besin Etkileşimleri Ülser – Süt İlişkisi: Sütteki Mg ve P iyonları asidi tamponlar. Ca iyonları ise gastrin salgısını arttırır. Asetil kolin ve histamin salgısını uyararak dolaylı olarak da hidroklorik asit salgısını arttırır. Ayrıca hayvansal kaynaklı yağ içermesi ve bazı bireylerde karın ağrısı, gaz ve ishale yol açabildiğinden olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Bu nedenle ülserli bireylere süt tek başına verilmemeli. Normal miktarlarda süt (1–2 Su Bardağı) diğer besinlerle verilmelidir. Gece yatarken içilmemelidir. Ülser – Tuz İlişkisi: Diyetin içerdiği tuz miktarı artınca gastrik ülserde artmaktadır. Tuz gastrik mukozayı olumsuz etkiler. Bu nedenle diyetin tuz içeriği normal oranlarda olmalıdır. Ülser – Posa İlişkisi: Suda eriyen posa denilen sebze, meyve ve yulaf kepeğinde bulunan posa türünün olumlu etkileri vardır. Posa özellikle duedonal ülserin tekrarlanmasını önlemektedir. Ülser – Baharat İlişkisi: Acı, baharatlar ve hardal mide mukozasını olumsuz etkiler. Mide asit salgılarını arttırır ve midede daha fazla erozyon harabiyete neden olur. Ülser – Kahve İlişkisi: Kahve ve diğer kafein içeren içecekler mide salgısını arttırıcı etkiye neden olurlar. Bu nedenle tüketimi bireye göre ayarlanmalıdır. Ülser -Alkol İlişkisi: Mukozal direnci azaltır, gastrik asit salgısını uyarır. Ülser-Asitli meyve suları İlişkisi: Dispepsi ve gastrik reflüye yol açabilir. Ülser-Uzun süre aç kalma İlişkisi: glikoprotein içeriğini % 50 düşürerek mukozal direnci azaltır. !!!Diyetin hastaya özgü olması gerekir. Kendisine dokunan besinlere dikkat ederek yeterli-dengeli diyet hazırlanması önerilir.
Gastrit reflü ve ülser diyeti
|YİYECEK GRUBU |SERBEST YİYECEKLER |YASAK YİYECEKLER |
|İÇECEKLER |Süt, salep, ıhlamur, ayran, adaçayı, açık çay |Koyu çay, kahve, kakao, neskafe, sütlü kahve, sütlü |
| | |kakao, limonata, boza, karbonatlı içecekler (gazoz, |
| | |kola), hazır meyve suları, alkollü içecekler |
|ET, BALIK, KÜMES HAYVANLARI |Haşlanmış, ızgara veya fırında pişirilmiş; sığır, |Yağda kızartılmış etler, kavurma etler, sucuk, |
| |dana, koyun, kuzu, tavuk, balık, hindi ve sakatatlar.|pastırma, salam, sosis, salamura balık. Yağda |
| |Haşlanmış yumurta, beyaz peynir, kaşar peyniri, dil |kızarmış yumurta, diğer peynirler. |
| |peyniri, gravyer | |
|YAĞLAR |Her çeşit yağ serbesttir | |
|ÇORBALAR |Süzgeçten geçirilmiş sebze çorbaları, buğday unu, |Hazır çorbalar, et suyu ile yapılmış çorbalar, |
| |pirinç, mercimek unu, şehriye ve yayla çorbaları |tarhana ve domates çorbaları |
|TAHIL VE KURU BAKLAGİLLER |Beyaz ekmek, sade kraker, bisküvi, peksimet, sade |Sıcak ekmek, kepekli undan yapılmış, ekmekler, |
| |şekerli kuru pasta, sade şekerli kekler, fırında |çeşnilendirilmiş kraker ve bisküviler, bütün kuru |
| |pişirilmiş yufka böreği, pirinç, makarna, irmik, |baklagiller, mısır, bulgur, yarma buğday |
| |kuskus, erişte, şehriye | |
|SEBZE VE SEBZE SULARI |İyi pişmiş: havuç, taze fasulye, pancar, bezelye, |Diğer bütün sebzeler, yağda kızartılmış sebzeler, |
| |ıspanak, kabak, semizotu, pazı, ebegümeci, patates, |cips, patates kızartması |
| |havuç suyu, domates suyu | |
|TATLILAR |Şeker, süzülmüş bal, reçel, sade lokum, sade akide |Baharat ve yasak olan meyvelerden yapılmış tatlılar, |
| |şekeri, muhallebi, sütlaç, krema, dondurma, jöleli |yağda kızartılmış hamur tatlıları, tahin helvası, |
| |tatlılar, tavukgöğsü, sade pelte |tahin, pekmez, çikolata, çikolatalı tatlılar, kekler |
| | |ve pastalar |
|MEYVELER |Ekşi olmayan bütün taze meyve suları, Komposto |Diğer komposto ve diğer çiğ meyveler |
| |şeklinde, kabuksuz pişirilmiş; elma, şeftali, kayısı,| |
| |armut, kırmızı erik. Çiğ, kabuksuz olarak; muz, tatlı| |
| |elma, şeftali, kayısı. | |
|ÇEŞNİ VERİCİLER |Un, süt ve tuzdan yapılmış soslar |Bütün baharatlar, etsuyu, salamuralar, turşular, |
| | |salça, sirke, ketçap, hardal, soğan, sarımsak, çemen,|
| | |zeytin, kuru yemişler, Hindistan cevizi, limon tuzu, |
| | |kurutulmuş meyveler |
DUMPİNG SENDROMU
Mide ameliyatından sonra görülen komplikasyondur. Yiyecekler midede uzun süre kalamaz. Hemen bağırsağa geçer. Barsak içeriği vücut sıvılarına göre yoğundur. Sindirim salgıları ile iyice karışmaz. Bu nedenle bağırsak içine su çekilir.
Baş dönmesi, bulantı, kusma, sıcaklık hissi, terleme, halsizlik, hipoglisemi ve hiperglisemi görülebilir.
Diyet tedavisi:
—Yemekler az ve sık verilir (6–8 öğün).
— Diyette protein ve yağ arttırılmalıdır.
— Karbonhidratlar yalın olarak yenilmemelidir. Ancak ekmek ve tahıl yani posalı karbonhidratlar alınmalıdır, faydalıdır.
— Yemeklerde sıvı alınmaz. En az 45 dakika sonra alınmalıdır.
— Çok soğuk yiyecekler yenilmemelidir.
— Meyveler tek şekerler (monosakkarit) içerdiğinden sebzelere ağırlık verilmelidir.
— Yemek öncesi ve sonrası hasta dinlenmelidir.
—Yemek sırasında sıvı alınmamalı, yemeklerden 45 dakika önce veya sonra alınmalı
Afferent (Blind) Loop Sendromu Gastrektomi veya gastrojejunostomiden sonra oluşur. Akut olarak veya aylar, hatta yılar sonra ortaya çıkabilir. Öğün sayısı artırılır(5–6), yağlar azaltılır (% 20–25), CHO ve protein normal düzeyde verilir. Kompleks CHO tercih edilir. Yemek sırasında sıvı alınmaz, Ca, Fe, folik asit, D vitamini ve B12 preparat şeklinde verilir.
BAĞIRSAK HASTALIKLARI
ORTAK GÖRÜLEN BAĞIRSAK PROBLEMLERİ Bağırsak gazları nitrojen (N2), oksijen (O2), karbondioksit (CO2), hidrojen (H2), ve bazı bireylerde metan (CH4) içerir. Gastrointestinal sistemde, normal koşullarda ortalama 200 ml gaz bulunur. Günde ortalama 700 ml gaz çıkmalıdır. Ancak, günlük atılan gaz miktarı bireyden bireye değişiklik gösterir. Gaz şikâyetinden yakınan kişilerde sıklıkla mide/bağırsakta gaz hacmi yüksektir ya da bağırsak hareketleri hızlanmıştır. Buna bağlı olarak, karında kramp şeklinde ağrılar ve şişkinlik hissi görülür. Buna neden olan faktörler, fiziksel aktivite yetersizliği, aerofaji (hava yutma), diyetin içeriği ve çeşitli gastrointestinal bozukluklardır.
Kişide gaz şikâyetleri varsa, fiziksel aktivitesini artırması, kuru baklagiller gibi gaz yapan besinleri tüketmemesi, früktoz gibi basit karbonhidratların tüketim sıklığını azaltması önerilir.
KONSTİPASYON (KABIZLIK) Dışkının aşırı derecede sert ve kuru olmasına ve dışkılama sayısının azalmasına denir. Şişmanlarda daha çok görülür.
Nedenleri;
Posalı besinlerin az tüketimi, günlük sıvı alımının az olması, fiziksel aktivite azlığı ve aşırı laksatif kullanımı dışkılama alışkanlığının iyi olmaması kabızlığa yol açar. Aniden oluşan kabızlıklarda bağırsak tıkanmalarından şüphelenilerek hastaneye başvurulmalıdır. Ayrıca gebelik, mide hastalıkları, kalın bağırsakta vasküler hastalıklar hemoroid, anal yaralar, antiasitlerin yanlış kullanımı da kabızlığa neden olur.
Kabızlık baş ağrısı, sinirlilik, hazımsızlık, paslı dil, nefeste fena koku, karında gerginlik ve şişkinlik yapar.
[pic]
Beslenme Tedavisi; ❖ Kabızlığa meyilli olanlara sabah kalkınca 1 kaşık kayısı veya erik marmelatı ile 1 su bardağı su veya ıhlamur içmeleri ve 15–20 dakika beden hareketi yapmaları önerilebilir. ❖ En az 1,5–2 litre sıvı alınması, fiziksel aktivitenin arttırılması, dışkılama alışkanlığının düzeltilmesi için eğitim ❖ Konstipasyonun beslenme tedavisindeki temel ilke, suda çözünen ve çözünmeyen posa kaynaklarının diyette arttırılmasıdır. Diyet posasının önerilen düzeyi 14 g/1000 kkal olup; ortalama 25–30 g/gün düzeyindedir. Diyette tüketilen posa düzeyini artırmak için; • Tam buğday ekmeği, unu ve tam buğday içerikli ürünlerin diyette tüketimini arttırmak (6–11 porsiyon/gün) • Sebze-meyve, kuru baklagiller ve yağlı tohumların tüketimini arttırmak (5–8 porsiyon sebze - meyve /gün) • Yüksek posalı tahılları tüketmek • Sıvı tüketimini arttırmak (Günde en az 2litre) ❖ Günlük beslenmede meyve suları yerine meyve, beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, etin birazı yerine nohut, mercimek, barbunya gibi posalı besinler yer almalıdır. ❖ Yemekler normal yağlı olarak pişirilmelidir. ❖ Bağırsak hareketlerini artırdıklarından erik armut, kayısı gibi meyveler çiğ olarak veya hoşaf yapılarak yemekle birlikte yenir. ❖ Bunun yanında çay kabızlık için uygun içecek değildir. Açık ve limonla içilebilir. Böylece bağırsaklarda hacim artar ve dışkı atımı kolaylaşır. Posanın etkisi: • Barsak lümenindeki basıncı azaltır. • Barsak çapını genişletir, barsak hareketlerini arttırır. • Su emilimini arttırarak bağırsağa su çekilmesine neden olur. • Dışkının hacmini, yumuşaklığını arttırır.
DİYARE (İSHAL) Diyare, dışkının kıvamında azalma ile birlikte sıklığında ve hacminde artma olarak tanımlanır. Diyarede su ve elektrolit kaybı oluşur. Süresi uzarsa, hastada dehidratasyon, deri tonüsünde azalma, zayıflık, halsizlik ve kansızlık gibi durumlar oluşur. Bu nedenle ishalin bir an önce tedavi edilmesi gerekir. İshal, kendi başına bir hastalık değil, birçok hastalığın belirtisidir. Akut ve kronik diyare olabilir. Diyarenin birçok nedeni olabilir. Bunlar;
Klinik ve patolojik olarak sınıflandırıldığında; — Sekratuvar tip (kolera, toksin oluşturan besin zehirlenmesi gibi), — Enterik tip (ince bağırsakta sindirim işlevinin bozulması), — Kolit tip (kalın bağırsakta olan, dizanteri gibi), — Bağırsak motilitesinin bozulması, hızlanması (ruhsal tip), — Sindirim işlevinin uzun süre bozulması (çöliak gibi). Diyet Tedavisi; ❖ Diyareye neden olan etmenler saptanıp, gerekirse ilaç ve beslenme tedavisi yapılabilir. İlaç tedavisi nadiren uygulanır. İlaç tedavisi ancak bağırsak hareketinin artması ile oluşan diyarelerde ve 12–14 yaşından büyüklerde uygulanır. Ayrıca mikrobik ishallerde mikrobun kana karışması durumunda kullanılır. Beslenme tedavisinin ilkeleri şunlardır:
• Hastanın su ve elektrolit kaybının karşılanması (Özellikle bebek ve çocuklarda çok önemlidir)
• Enerji ve besin gereksiniminin karşılanması
• Posalı besinlerin tüketiminin azaltılması ❖ Kısa dönemli gelişen akut ishallerde, besin öğesi gereksinimin karşılanmasından ziyade elektrolit ve su kaybının yerine konması çok önemlidir. Bu amaçla, diyette pirinç gibi su tutucu etkisi olan besinlerin, elma, şeftali gibi pektin içeriği yüksek olan meyvelerin (kabuksuz olarak) ve az yağlı yoğurt, ayran tüketimin artırılması önerilir. Bunun yanı sıra bireyin su tüketimininin arttırılması sağlanmalıdır. ❖ İshalli kişi aç bırakılmamalıdır. ❖ En iyi besin yoğurttur. Yoğurt, kaynamış su ve tuz eklenip ayran olarak içildiği gibi, pirinç lapası ile karıştırılarak veya üzerine pekmez dökülerek veya sade olarak yenilir. ❖ İshalli kişi çocuksa emzirmeye devam edilir ve önerilen sıvıdan içirilir. ❖ Emzirilmiyorsa yağsız süt tozu veya yoğurt kaynamış suyla karıştırılarak çocuk beslenir. Bu şekilde hazırlanmış ayranın içine tuz eklenir. ❖ Büyükçe çocuklara yoğurt pirinç lapası, tuz karışımı yedirilir. ❖ İshal yavaşlayınca şeftali suyu, ekşi elma suyu, koruk suyu, havuç suyu veya ezmeleri verilmeye başlanır. ❖ Yağlar bağırsak hareketlerini hızlandırdığı için verilmez.
Dehidratasyon varsa: AŞTE veya ORS • 1 lt kaynamış soğumuş su içine 3,5 g tuz, 2,9 g trisodyum sitrathidrat, 1,5 g potasyum klorid, 20.0g glikoz • Evde de hazırlanır. 40g şeker (2 Yemek Kaşığı), 2.5g soda (1 Çay Kaşığı), 3.5 g (1Tatlı Kaşığı) tuz, 5 Su Bardağı suya karıştırılır. Çay, meyve suyu eklenebilir.
MALABSORPSİYON (EMİLİM BOZUKLUĞU) SENDROMLARI
Sindirim bozuklukları
Pankreas yetersizlikleri
Gastrik asit salınımının artması
Midenin alınması
Misel oluşumunun bozulması, safra tuzları metabolizmasının değişmesi
Hepato-bilier hastalık
Safra tuzlarının karaciğerde sirkülâsyonunun kesilmesi
Bakteri oluşumunun artması
Safra tuzlarının birikmesine neden olan ilaçlar
Mukozal hücre taşınımında bozukluk
Biyokimyasal veya genetik anomaliler
Disakkaridlerin yetersizliği
Monasakkarid emilim bozukluğu
Spesifik aminoasit emilim bozuklukları
Vit B12 emilim bozukluğu
Çölyak hastalığı
Sindirim-emilim metabolizması inflamasyonları
Crohn’s Hastalığı
Ülseratif Kolit
Amiloidozis
Skleroderma
Tropikal psiloz
Gastrointestinal allerji
Enterit enfeksiyonla
Whipple’s hastalığı
İntestinal lenfoma
Radyasyon enteriti
İlaca bağlı enteritler
Endokrin ve metabolik bozukluklar
Kısa bağırsak sendromu
İntestinal lenfatik ve vasküler anomaliler
Mezenterik vasküler yetmezlik
Kronik kongestif kalp yetmezliği
Genel olarak, nedene yönelik beslenme tedavisi planlanmalıdır. Bireyde ishal gelişmişse, diyetle posa alımı sınırlandırılmalı ve az yağlı diyet (enerjinin %20-25’i) uygulanmalıdır. Bireyin durumuna göre doktor tavsiyesiyle vitamin ve mineral suplemanı verilebilir. Laktoz İntoleransı [pic]
Laktoz intoleransı, bireylerde en sık görülen karbonhidrat emilim bozukluğudur. Lâktaz ince bağırsakta bulunan bir enzim olup, laktozun hidrolize olması için gereklidir. Lâktaz enzim eksikliğinde, ince bağırsakta laktoz birikir ve böylece osmotik yük ve gaz oluşumu artar.
Beslenme Tedavisi; ❖ Laktoz içeren besinler (başlıca süt olmak üzere sütlü tatlı ve dondurmalar) diyetten çıkartılır. ❖ Ancak laktoz intoleransını önlemek için de, her gün bir su bardağı sütün düzenli olarak başka besinlerle birlikte tüketilmesi uygun olabilir. ❖ Buna ek olarak, hastalara süt yerine yoğurt tüketimi önerilmektedir.
Sorbitol İntoleransı
[pic]
Sorbitol intoleransı gelişen bireylerde, başta diyabetik ürünler (reçel, dondurma, çikolata) olmak üzere şekersiz sakızlar, yapay tatlandırıcılı tabletler diyetten çıkarılır.
Fruktoz İntoleransı
[pic]
Fruktoza karşı bir intoleransı gelişmişse, meyve suları (özellikle elma suyu)ve meyveler diyetten çıkarılır. KOLON (KALIN Bağırsak) HASTALIKLARI ÜLSERATİF KOLİT
Ülseratif kolit kolonun ve rektum mukozasının enfeksiyonel bir hastalığıdır. Genelde genç erişkin ve orta yaş grubunda görülür. Hastalığın kesin sebebi bilinmemektedir. Hastalık genelde kronik seyirlidir. Ancak bazen şiddetli akut ataklar yapar. Sinirli, endişeli ve duygusal kişilerde çok görülür. Alerjik bünyelerde de görülür. Belirtileri:
— Kanlı, müküslü, iltihaplı diyare.
— Kramp şeklinde karın ağrısı.
— Kilo kaybı, anemi, halsizlik.
— Dehidratasyon.
— Dışkı ile protein kaybı Beslenme Tedavisi;
— Bireyin durumu ve bulguları göz önünde bulundurularak diyet, yüksek enerjili, bol proteinli (enerjinin %15-20’si), az posalı, az yağlı ve vitamin minerallerden zengin olmalıdır.
— Az posalı olmalıdır.
— Laktoz intoleransı varsa süt ve türevleri verilmez, yerine yoğurt tüketimi önerilebilir.
— Yağlı yiyecekler, sigara, alkollü içecekler, koyu çay, kahve yasaklanır.
— Vitamin ve demir preparatları verilmelidir.
—Az az sık sık beslenme önerilir.
-Yağ türü olarak, orta zincirli yağ asitlerinin olumlu etkileri olduğu gibi, n-3 yağ asitlerinin de immün sistemi olumlu yönde etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle, hastalara balık tüketimi ve/veya balık yağı önerilir.
CROHN HASTALIĞI (REJİYONEL ENTERİT)
Crohn hastalığı, gastrointestinal sistemi ağızdan anüse kadar tutabilen, kronik enfeksiyonel bir hastalıktır. Hastaların büyük bölümünde, kronik diyare, steatore (yağlı dışkılama), iştahsızlık, ateş, karın ağrısı ve şişkinliği, gaz, anemi, melena (dışkıda kan görülmesi), yorgunluk ve eklemlerde bozukluklar görülebilir.
Besin tüketiminin azalması, gereksinimin artması, emilimin azalması ve gastrointestinal kanaldan protein, sıvı ve elektrolit kaybına bağlı olarak malnütrisyon görülebilir. Buna ek olarak kolon tutulumu söz konusu ise, elektrolit yetersizliği, distal ileum tutulmuşsa safra tuzları, yağ ve yağda eriyen vitaminlerin emiliminde bozukluk, ileum 90 cm’den fazla fonksiyon kaybına uğramış ise, B12 vitamini emilim bozukluğu görülebilir.
[pic]
Beslenme Tedavisi ➢ Hastalıkta akut dönemde, sıvı ve elektrolit kaybının karşılanması önemlidir. Daha sonraki dönemde, bağırsakların dinlendirilmesi ve bireyin yeterli ve dengeli beslenmesinin sağlanması için total parenteral ve/veya enteral destek uygulanır. ➢ Bol enerjili, bol proteinli, az posalı, az yağlı diyet verilir. ➢ Ayrıca C, E, B1, B6, B12, folik asit vitaminleri ile ve kalsiyum-selenyum yetersizlikleri de görüldüğünden ek olarak verilir. ➢ Azar azar, sık öğün şeklinde düzenlenir. ➢ Alkol, sigara, koyu çay, kahve, çok sıcak-soğuk besinler, çiğ sebze-meyveler azaltılmalıdır. ➢ Bazı hastalarda, buğday, mısır, pirinç, turunçgiller ve süt ve ürünlerinin semptomları arttırdığı bildirilmektedir. Bu nedenle hastaya denenerek verilmesi gerekmektedir.
IRRITABLE BAĞIRSAK (SPASTİK KOLON) SENDROMU(IBS) [pic]
IBS, kalın bağırsakta karın ağrısı, gaz, dışkılama alışkanlıklarında değişikliklerin oluştuğu, geçmeyen veya aralıklarla tekrar eden bir durumdur. Bağırsağın yapısında bir bozukluk olmamasına rağmen, işleyişi aksamıştır.
Kalın bağırsakta düzensiz, hareketler söz konusudur. Çok şiddetli kasılmaların yanında bazen de bağırsak hareketlerinde yavaşlama olabilir. Bütün bu değişiklikler dışkılama düzeninin bozulmasına ve karın ağrısına neden olur. IBS; bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklik, geçme-yen veya tekrarlayan ishal, kabızlık veya her ikisinin birden, birbirinin peşi sıra gelmesi şeklinde de olabilir.
[pic]
Nedenleri:
— Ruhsal sıkıntı ve sorunlar.
— Laksatif alışkanlığı.
— Besin alerjisi (her birey için değişik olabilir).
—Cinsiyet,
—Yaş,
—Duygusal sorunlar ve stres,
—Bazı hastalıklar ve ilaçlar hastalığın sıklığını etkiler.
—Hastalık her yaşta görülmekle birlikte 13 – 49 yaşları arasında daha sıktır. 50 yaşın üzerinde ise oldukça nadir görülür.
—Bazı besinler (alkol, kahve, bazı baharatlar, bazı meyve ve sebzeler, süt) bağırsakların faaliyetlerinin bozulmasına neden olabilir.
Beslenme Tedavisi; ❖ Gaz yapıcı besinler (lahana, turp, kuru baklagiller), gazlı içecekler, alkol, kafein içeren içecekler/besinler, acı baharatlar verilmemelidir. ❖ Çiğ sebze-meyve ve süt bazı hastalarda semptomları artırdığı için kontrollü verilmelidir. ❖ Çay, süt, tütsülenmiş etler, kabuklu deniz hayvanları, katkı maddeleri dokunuyorsa verilmez. ❖ Bol sıvı verilir. İshal varsa tuz alımına dikkat edilir. ❖ Enerji ve diğer besin öğeleri hastanın gereksinimine göre verilir. Bazı bireylerde diyet yağı bağırsak hareketlerinin artmasına neden olabilir. Bu nedenle azaltılması gerekebilir. ❖ Hastada diyare varsa, az posalı, konstipasyon varsa bol posalı, hem diyare hem konstipasyon görülüyorsa, az posalı diyete ek olarak günlük 20 gram kepek ilavesi yapılır. ❖ Az az sık sık beslenme önerilir. DİVERTİKÜLER KOLON HASTALIĞI [pic] Kolon duvarından dışarıya doğru cepleşmeleridir. Yaygın görülmesine divertükilozis denir. Şişmanlarda, az posalı diyetle beslenenlerde, yaşlılarda sık görülür. Kolon kaslarındaki dejenerasyon ve bakteriyel enfeksiyonlar da divertikül nedeni olabilir. Beslenme Tedavisi; ❖ Divertikül tedavisinde, karın içi basıncı değiştiren, kusma ağır egzersizlerden kaçınılmalı ve hasta şişmansa ideal vücut ağırlığına ulaşılması sağlanmalıdır. ❖ Önce az posalı, sonra yavaş yavaş artan posalı diyet (posa kolondaki basıncı azaltır, artıkların barsakta daha kısa süre kalmasını sağlar, bakteri üremesini yavaşlatır) verilir. ❖ Sıvı tüketimi artırılmalıdır. ❖ Kızartma, kavurma türü yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
KISA BAĞIRSAK SENDROMU [pic] Bağırsağa cerrahi girişim bulunulması (ince bağırsak alınması) sonucu gelişen duruma verilen isimdir. İnce bağırsak, % 70–80 düzeyinde alınabilir. Beslenme Tedavisi; Bireye göre enerji, protein, vitamin ve mineral, sıvı gereksinimi ayarlanır. Az posalı, yumuşak besinler verilir. Hastaya uzun süre TPN (total parenteral beslenme) uygulanır. Daha sonraki dönemde enteral ve/veya oral beslenme uygulanır. Oral beslenme uygulandığında, laktaz enziminin yapımı azaldığı için diyette laktoz miktarı azaltılır. Yağ emilim bozukluğu sonucu, A,D,E,K vitaminleri ve kalsiyum emilimi azalır. Sık sık ve azar azar beslenme uygulanır.
KARACİĞER HASTALIKLARI Hepatit ve Diyet [pic]
Karaciğer hücresinin enfeksiyonudur. Diyet Tedavisi:
Dinlenme yanı sıra diyet tedavisi uygulanır.
— Enerji: Doku tamiri ve ateş nedeni ile enerji ihtiyacı artar. Basit karbonhidratlar
(monosakkaritler) verilir. (2500–3000 k.kalori olacak şekilde).
— Protein: Karaciğer hücrelerinin onarımı için bol protein alınmalıdır. Hasta iştahsızdır. O nedenle kaliteli protein verilip, miktar azaltılmalıdır. Ayrıca lipotropik maddelerle yağların taşınmasını sağlar. (75–100 gr).
— Karbonhidrat (CHO): Enerji ve depo glikojen için yeterli glikoz verilmelidir. (300–400 gr).
— Yağ: Orta derecede yağ verilir. (65–80 gr-lezzeti arttırmak için).
— Vitamin ve mineraller besinde yeterli düzeyde olmalıdır.
Bulantı ve kusmayı önleyici hastanın isteğine uygun yiyecekler verilir.
Akut dönemde sıvı, yumuşak, kolay alınabilen besinler (süt, yoğurt, bal, pekmez); sonra katı yemekler (ızgara, haşlama et), yumurtalı yemekler, sebze-meyve verilir.
Siroz Diyeti
Karaciğerdeki normal yağ içeriği artabilir. Sirozda karaciğerde de nodül oluşumu ile birlikte fibrozis oluşabilir. Oluşumunda alkol alımı (hem karaciğere doğrudan toksik etki, hem beslenmeyi etkiler), PEM (Kuvaşiyorkor), Viral hepatit ve beslenme durumu rol oynar.
Kişi yeterli ve dengeli beslenmelidir.
— Alkol karaciğer üzerinde toksik etki yapar (Yağ metabolizmasını da bozar).
Hastalık ilerledikçe karaciğere gelen kan dolaşımı sistemi bozulur. Portal hipertansiyon oluşur. Periton boşluğuna sıvı birikir (ascites-asit sıvısı). Özefagus varisleri oluşur. Kanamalara yol açar.
Diyet tedavisinde; ➢ Enerji ideal kiloya göre ayarlanır. Vücuttaki aşırı yağ dejenerasyonu hızlandırır. ➢ Bol karbonhidrat verilir (proteinlerin kullanımını engellemek için). ➢ Proteinler Laboratuar bulgularına göre verilir. BUN yüksek ise kısıtlanır. 0.2 gr/kg, 0.5 gr/kg, sonra 0.5-0.8 gr/kg verilir. Bitkisel kaynaklı proteinler ve süt tercih edilir(a.a.). ➢ Yağlar orta derecede verilir. (%25-30). Steatore varsa azaltılır, MCT kullanılır. ➢ Vitaminlerden yağda eriyenlerin depolanma sorunu olabileceğinden A,D,E,K eklenir. Özellikle E vitamini yağ asitlerinin oksidasyonunu önler. Osteopeni, osteomalasi ve osteoporoz sık olduğundan D vitamini eklenmesi de önemlidir. Alkolik sirozlu hastalara folik asit başta olmak üzere B1, B2 gibi vitaminler eklenir. ➢ Asit birikimi varsa Sodyum kısıtlanır. Fazla alınan her 1 gr Sodyum 200 ml sıvı toplanmasına neden olur. 0.5 gr’dan az Sodyum ve1 litre sıvı verilir. Kanda K genelde düşüktür, koma çabuklaşacağından KCl verilir. ➢ Hastaların kanamalar nedeniyle Fe, steatore nedeniyle Ca, diüretik tedavisi nedeniyle Zn ve Mg gereksinimleri artar. ➢ Posa, GİS komplikasyonu gelişmemişse bol verilir. Kabızlık ensafalopati gelişimini kolaylaştırır. Ayrıca hemoroidi de önler. Ancak özefagus varisi gelişirse azaltılır. ➢ Alkol alanlarda, S-adenosil-L- methionin sentetaz aktivitesi azaldığından eklenir. Çoklu doymamış lesitin de siroz oluşumunu önler. Karaciğer Yağlanması • Protein yetersizliği, kolin, methionin gibi lipotropik öğelerin azlığı, alkolizm, açlık, şişmanlık, malabsorbsiyon sendromu, ülseratif kolit, kronik pankreatit ve Tetrasiklin, KTK ilaçları yağlanmaya yol açar.
Diyet tedavisinde; ➢ Enerji normal düzeyde verilir. ➢ Protein üst düzeyde (%18–20) alınması gerekir. ➢ Yağ alt düzeyde (%20–25) alınması gerekir. ➢ Karbonhidrat bol verilir.
Hepatik Koma ve Diyet
Diyetle aşırı protein alımı, mide-barsak sistemi kanamaları, NH3 tuzlarının alınması, diüretikler, sedatif narkotikler, enfeksiyonlar, parasentez komayı çabuklaştırır. Ağır karaciğer hastalıklarında görülür.
Diyet tedavisi: ❖ Şuur kapalı ise damardan veya nazogastrik yoldan beslenir. ❖ Enerji kısıtlanamaz. ❖ Protein kısıtlanır. Belirli bir süre tamamen kısıtlanır. İyileşme oldukça 20g, 40g, 60 gramlık proteinli diyetler uygulanır. ❖ Protein daha çok süt ve türevlerinden sağlanmalıdır. ❖ Elektrolit dengesi düzgün olmalıdır. Kan potasyumu düşüktür. Genellikle potasyum verilir. ❖ Elektrolitlerden Na, K dengesi önemli. Su ve tuz birikimi varsa Su ve tuz kısıtlanır. ❖ K ve B grubu vitaminler yeterli verilir.
Genel olarak karaciğer koruyucu diyet yasakları:
— Yağda kızartmalar ve kavurmalar,
— Kaymak, krema, çikolata, yağlı pasta, kek ve bunun gibi yiyecekler,
— Kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz),
— Alkollü içecekler,
— Tahin, tahin helvası,
— Salam, sosis, sucuk, pastırma,
— Aşırı tuzlu yiyecekler, turşu ve salamuralar,
— Aşırı baharatlı yiyecekler,
— Kurubaklagiller, gaz yapıcı yiyecekler (turp, lahana, sarımsak gibi) verilmez.
Pankreatit ve Diyet
Pankreasın iltihaplanmasıdır. Akut veya kronik olabilir. Genel olarak yeterli enerji, çok düşük yağlı, proteinden zengin, karbonhidrattan zengin diyet önerilir. Safra kesesi diyeti uygulanır.
KAYNAKLAR 1. Araş. Gör. Gamze Akbulut. Araş Gör Hilal Çiftçi. Yrd. Doç. Dr. Emine Yıldız. Sindirim Sistemi Hastalıkları ve Beslenme Tedavisi. Klasmat matbaacılık. 1. Basım. Şubat 2008. 2. Sindirim Sistemi Hastalılarında Beslenme. Ünite 2. 3. Prof. Dr. Gülay Koçoğlu. Gastrointestinal Sistem Hastalıklarında Beslenme 4. Prof. Dr. Ayşe Baysal. Genel Beslenme. Hatiboğlu yayınevi. 12. baskı. 2007. Ankara 5. Prof. Dr. Nuran Akdemir. Prof. Dr. Leman Birol. İç Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı. 2. Baskı. Eylül–2005. Ankara